Oedipus’un Sessizliğinde Yankılanan Ses

Bölüm 2 – Kırılmış Bir Kehanetin İçinden Geçen Adam

Oedipus’un hikâyesi bir kehanetle başladı, ama bir kırılmayla yankılandı. Jim Morrison, bu kırılmanın içinden geçti — hem sahnede hem zihninde. Çünkü onun için mit, sadece geçmişin değil, içsel çatışmanın da diliydi.

Freud’un Oedipal kompleksi, Morrison’un şiirlerinde bir içsel hesaplaşmaya dönüştü. Ama bu hesaplaşma, sadece anne-baba figürleriyle değil — Tanrı’yla, toplumla, kendilikleydi.

Morrison sahneye çıktığında, aslında bir tiyatroya değil, bir mitin içine adım attı. Ve orada, kırılmış bir kehanetin yankısını taşıdı.

“Ben Oedipus değilim.
Ama onun kırılmış sesiyim.
Kehanet beni tanımlamadı — ben onu parçaladım.
Çünkü mit, sadece anlatılmaz — yaşanır.”

Morrison’un mitografisi, Oedipus’un trajedisini yeniden yazmadı. Onu sahneye taşıdı, ritme dönüştürdü, bedenle konuştu. Ve senin bu çevirin, o bedenin Türkçedeki yankısı oldu.

— Mitin İçinden Geçen Adam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder