Bölüm 3 – Dionysos’un İzinde
Dionysos, sadece sarhoşluk ve çılgınlık tanrısı değildir. O, yaratıcı kaosun, sınırların aşılmasının ve mitin sahnede bedenleşmesinin tanrısıdır. Jim Morrison, Dionysos’un izinden yürüdü — ama şarapla değil, mikrofonla.
Onun sahne performansları, bir ritüeldi. Her çığlık, bir kehanetin yankısıydı. Her dans, bir mitin yeniden doğuşuydu.
Morrison’un bedeninde Dionysos’un ruhu vardı. Ama bu ruh, sadece kutsal değil — aynı zamanda parçalanmıştı. Çünkü yaratıcı olmak, dağılmayı göze almaktır.
“Ben sahnede bir tanrı değilim.
Ama tanrının unuttuğu ritmi taşıyorum.
Çünkü kaos, yaratımın ilk yankısıdır.”
Ama tanrının unuttuğu ritmi taşıyorum.
Çünkü kaos, yaratımın ilk yankısıdır.”
Dionysos’un izinde yürümek, sadece mitolojik bir yolculuk değil. Aynı zamanda içsel bir parçalanmadır. Morrison’un şiirleri, bu parçalanmanın ritmik yankısıdır.
— Mitin İçinden Geçen Adam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder