Bir fikir geçti bu dünyadan.
Adı Fikri Apay’dı.
Ama o sadece bir isim değil, bir duruştu.
Bir sabah gitti…
Ve ben o sabah, içimde bir mevsimi kaybettim.
Ben onun tohumuyum.
O yaşarken, ben büyüdüm.
O sustuğunda, ben dinledim.
O güldüğünde, ben ışık oldum.
O üzülünce, ben gölgeye dönüştüm.
Annem çocukken gitti.
Ve ben sevgimi babama verdim.
O benim limanımdı,
Ben onun fırtınasıydım.
Mahallede “toton dede”ydi belki,
Ama benim için bir dağdı.
Dizleri ağrırdı, ama sabah namazına kalkardı.
Hastaneyi sevmezdi, ama ben onun için dua etmeyi öğrendim.
“Oğlum, evlen, torun sevsin ellerim” demişti.
Ben ilk kez aşık olmak için değil,
Torun vermek için evlenmek istedim.
Ama aşk aceleye gelmiyordu.
Ve ben, Tanrı’ya sadece bir şey söyledim:
“Benim canımı al, babama ver.”
Fotoğraf çektirmekten korktum.
Sanki o karede zaman duracak,
Ve ölüm gelip onu alacak gibi…
Ama bir gün, ablam dedi: “Fotoğraf çektir.”
Ben sarıldım.
Ve o karede, babamın gözlerinin içine baktım.
Şimdi o fotoğraf, kalbimin duvarında asılı.
Telefonumda artık “babam” diye kayıtlı biri yok.
Ve bu, bir boşluk değil sadece…
Bu, bir sessizlik.
Bir çağrıya cevap verememek.
Bir numarayı geri arayamamak.
Ama ben biliyorum.
Babam annemin yanına gitti.
Ve onlar şimdi bir rüyada,
Benim için dua ediyorlar belki.
Ben onları özlüyorum.
Ama aynı zamanda taşıyorum.
Çünkü ben onların köküyüm.
Ve bu kök, hiçbir fırtınayla sökülmez.
Bugün 13 Temmuz.
Babamın gidişinin birinci yılı.
Ve iki gün sonra, 15 Temmuz…
Benim doğum günüm.
Hayat, böyle yazıyor hikâyeleri.
Bir gidişin ardından bir geliş.
Bir vedanın ardından bir nefes.
Ben Murat Apay’ım.
Ve bu metin, babama yazdığım en sessiz şiirdir.
— Murat Apay
Baba acısını ben de yaşadım. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun..
YanıtlaSil