Hata yapmakta sorun yok. Hatalar, denediğini gösterir.



Herkes başarının ardını anlatır. Ama başarıya giden yol, aslında defalarca tökezlenen bir patikadır...

Arda, genç yaşına rağmen kalemiyle insanları etkileyen biriydi. İlk kitabını tamamladığında, hayallerine sadece bir imza kalmıştı. Ama yayınevinin cevabı beklediği gibi olmadı. “Ticari değil.” dediler. “Dilin güçlü, ama pazarlaması zor.”

O gün Arda sinirle kalemini kırdı. Yazmaya tövbe etti. Günler geçtikçe masa başı sessiz kaldı. Notlar silindi, defterler kapatıldı. Oysa Arda'nın içinde yazmak hâlâ birikiyordu, sadece bekliyordu.

Bir akşam eski çekmecesini karıştırırken, lise yıllarından kalma bir not buldu. Eski edebiyat öğretmeni Ayla Hanım’ın el yazısıydı:

“Eğer bir gün yıkılırsan, o an seni yeniden inşa edecektir. Hata, yıkım değil; yapının içindeki eksik tuğladır.”

Arda mektubu okurken gözleri doldu. Ayla öğretmenine ulaşmaya karar verdi. Onun hâlâ genç yazarlara yol gösterdiğini öğrenince, kendi yıkımının aslında bir başlangıç olduğunu fark etti.

O gece yeni bir defter açtı. Bu kez cümleler, kalemin değil kalbin ritmine göre yazıldı. Hata yapmaktan korkmadı. Çünkü artık biliyordu: hata, kendinle tanışmanın başka bir yoluydu.

“Kırılan kalem o gün susmuştu ama içindeki ses hâlâ yazıyordu. Çünkü denemek, hata yapmak değil; yaşamaktır.”

Denemek, cesaret gerektirir. Hata yapmak ise insan olduğunun kanıtıdır.

– Murat Apay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder