Tutkuların Sessizliği: Hayatı Koruma Sanatı

Tutkularını, eğilimlerini, niyetlerini ve planlarını gizlemeyi bilmeyen; dünyada hiçbir şeye ulaşamadığı gibi köşe bucak rahatsız edilir ve alaya alınır.

Cem, çevresine her şeyi anlatan biriydi. Yeni projelerini, hayalini kurduğu yolculuğu, gönlündeki duyguları... Bunları açıkça paylaşmanın samimiyet olduğunu düşünürdü. Ta ki niyetlerinin başkaları tarafından kendi aleyhine kullanılmaya başlandığı zamana kadar.

İşyerindeki önerisi elinden alındı. Özel hayatındaki düşünceleri alay konusu oldu. O zaman fark etti: Açıklık, her zaman güvenlik sağlamaz. Bazı şeyler içte kalmalıydı; çünkü gizlenmeyen, savunmasız kalır.

“Tutkularını gösterdiğinde, insanlarda ya merak uyanır ya da niyet.”

Cem o günden sonra daha sessiz oldu; ama sessizlik onun içsel gücüne dönüştü. Dışa değil, içe odaklandı. Bir şey hissettiğinde önce kendine anlattı. Planlarını gerçekleştirdiğinde, sonucu gösterdi; süreci değil. Ve hayatında daha az çatışma, daha çok kontrol hissi doğdu.

Bir gece defterine şu cümleyi yazdı: “Gizlediklerim değil, gizleyebildiklerim beni güçlü yapıyor.”

Gizlenen şeyler hayatta kalır; paylaşılanlar ise çoğu zaman tükenir.

– Murat Apay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder